Eğer aktif bir İnternet kullanıcı iseniz, bir süredir trend olmayı ve kalmayı başarabilmiş Hygge ve Lagom kavramlarına mutlaka denk gelmişsinizdir. Belki atlamış, belki benim gibi merak edip araştırmaya başlamışsınızdır.

Benim asıl merakıma yenik düşme sebebim eşimin İsveç’li olması. Bu gerçek beni iskandinav insanların yaşam koşulları, stilleri ve görüşlerini incelemeye itti. Lagom’un kardeş trendi olan Hygge kavramına da beraber kısaca bir göz atalım o zaman.

HYGGE: İngilizce karşılığını “coziness” olarak söyleyebiliriz. Türkçe’de tek bir kelime karşılığı bulunmuyor. Kendinizi rahat hissedeceğiniz sıcak bir ortam, sıcak bir çevre anlamına geliyor. Buna küçükten büyüğe aklınıza gelebilecek her şey dahil. Evinizde mumlar yakmak bir battaniyenin altına girerek sevdiğiniz kişi ya da kişilerle bir film seyretmek bile Hygge bir ortam olarak geçiyor. Özellikle iskandinav oldukları için şaşırtıcı biliyorum ama genelde bu ortamı sevdikleri insanlarla paylaşma olarak hayal ediyorlarmış.

Bir sene boyunca bütün Sosyal Medya ve özellikle Blogger’ları etkisi altında tutan Danimarka’nın Hygge yaşam stili yerini, İsveçlilerin dengeyi bulma sanatı Lagom’a bırakıyor.

Gelelim İsveç’in dengeli yaşam sanatına;

LAGOM:

İsveçli Eşim’le ilk tanıştığımızda, aramızda geçen en güzel sohbete sebep olmuştur benim “Lagom nedir?” sorum. Bana İsveçli, hatta genellememde sakınca yok; İskandinav insanların hiçte düşündüğümüz bir karakterde, yaşam biçiminde olmadığını göstermişti. Biz İskandinav’ları “üstün ırk” olarak görmeyi ve konuşmayı, onlar ise kendilerini öyle görmeyi bir ayıp olarak tercih ediyor. Hayatlarına Lagom’u, yani her şeyin yeteri kadarının sahibi olmayı daha uygun buluyorlar.

Kelimenin Türkçe karşılığını “kararında” olarak kabul edebiliriz. Yani bir şeyin olması gerekenden çok ya da az değil tam kararında olması. Lagom aslında İsveçlilerin seçtiği ve içinde dengeyi buldukları yaşam biçimi. Denge olara güven ve dinginlik veriyor. O sebeptendir ki farklı ülkeleri ziyaret ettiklerinde, sosyal olmayan canlılar olarak nitelendiriliyorlar, aslında konu sadece “Lagom bulmadıkları” yani kendilerini güvende hissedemedikleri kalabalık, denge ve düzen eksikliği yaşanılan ortamlarda bulunamadıkları gerçeği.

Peki nerede kullanabiliriz bu Lagom’u?

Bu kavram her insanın hayatında farklı bir alanda, farklı bir anlama geliyor olabilir. Bir insan için işten erken çıkıp kendine ve ailesine de zaman ayırmak çalışmak olabilirken, diğeri için evinde ihtiyacından fazlasını tutmamak, daha minimal bir düzen isteğidir. Benim için telefonumla geçirdiğim zaman hakkında acil bir Lagom düzenlemesi gerekiyor!:)

Lagom kavramı aslında genelde “kendinle ilgilenme” hakkında. Daha iyi ve sağlıklı bir akla, çevreye ve yaşam stiline sahip olmakla alakalı. Üzerine beşten fazla kitap yazılmış ve en çok satılan ikisine göz attım fakat dürüstçe söylemem gerekir ki, internetten alabileceğiniz bilgiler çok daha kapsamlı, bu kitapların yarısı güzel fotoğraflardan oluşuyor. Eminim siz de benim gibi, sayfaların fotoğraflarla geçiştirildiği 100 liralık kitapları sevmiyorsunuz. Bu sebeple interneti okuyun, kitabı geçin derim.

İskandinav bir kaç arkadaşım olmuştu, fakat bir birlikteliğim olduğunda, beraber yaşayıp hayatın içindeki dengesini, kendini beğenmişlik karşısındaki şaşkınlığı, insanların gereğinden fazlasına ihtiyaç duymasına olan tepkisini gördükçe, İskandinav insanların hiçte düşündüğümüz gibi olmadığını, belkide üstün değil ama “ideal” yaşam tarzına sahip insanlar olduğunu düşünmek çokta yanlış gelmiyor. “O kadar iyi yaşam tarzında benim de tek derdim bu olurdu” dediğinizi duyar gibiyim. Tek derdiniz bu olmasın, ama kararında olanla yetinmek en çok size iyi gelir diyip bu konuya burada veda ediyorum. Lagom ile yetinmeyi, Hygee ile kendinizi şımartmayı unutmayın!