Kim olduğumu, insanların hakkımda ne düşündüğü belirlemiyor ve ben bu gerçeği erken fark etmiş olmanın huzuru içinde yaşıyorum. Bunun onemini anlayabilmiş bir aileden ya da toplumdan gelmiyorum. Bu yüzden hayatımın bir çok dönüm noktasında, çevremdeki insanlar tarafından toplumsal baskılara ben de herkes kadar uğradım. Davranışlarım, fiziksel ozelliklerim ya da tercihlerim ailem, arkadaşlarım tarafından bir çok kez eleştirildi. Bazen duymadım, bazen bunaldım. Her yönlendirilmeye calışıldığımda, her eleştirildiğimde içimde bir şey uyanıyor, bir şey söylemek istiyordum. Bu normal değildi. Bu neydi;

Hadsizlikti.

İçine doğduğum toplumun beni boğmasına anlam veremiyordum. Genç yaştan beri neden farklı bir ülkede, farklı insanlarla yaşamak istiyordum, bilmiyordum.
‘özenti’ denildi, ‘Türk duşmanı’ , ‘ay bu da bizi beğenmiyor’ denildi. Sanki insan doğduğu yeri ve çevreyi sevmemeyi isteyebilirmiş gibi. Ama ben o zamanlar kelimemi bulamamıştım. Kendimi savunamıyordum. Çıkıp ‘benim beğenmediğim sizin hadsizliğiniz’ diyemedim.

Bunu bikaç ülke kültürünü ve tarihini öğrenme fırsatı olmuş biri olarak söylüyorum; hayatımda gördüğüm en hadsiz ve toxic millet bizimkisi. Hala düşmanlık yaptığımı düşünecekler olacak. İnanın, kendi insanlarımla, ailemin ve arkadaşlarımın yanında yaşayabilmek, en büyük şansım olurdu. Mutlu olabilseydim tabii. Fakat konuşulan konuların, paylaşılan düşüncelerin aynı döngüde ve hadsizlikte ilerlediği bu hayata katlanamadım.

‘Ay kilo mu verdin sen çok güzel olmuşsun.’

Türkiye’de en iyi iltifat sayılan cümle. Gerçekten TOP 1. Ben size bir insanın fiziksel özelliklerinin yakın ya da uzak çevresi tarafından sosyal bir ortamda dile getirilmesinin ayıbını açıklamayacağım. Hayatımda daha içi boş başka bir konu daha görmedim. Ve bu konuya takıntılı olmayan bir Türk de görmedim.

‘Ne oldu yurtdışına taşındın, zengin mi oldun’

Ben ülkeden nefes alabilmek için ayrıldım. Daha iyi değerlerle yetişmek ve yetiştirebilmek için ayrıldım. Ama sana, hayatımın en büyük kararına yapmış bu hadsiz yorumun için ayrıca teşekkür ederim.

Ekonomik statünün, fiziksel özelliklerin ve toplum tarafından kabul edilebilir yaşamanın GERÇEKTEN BİR ÖNEMİ YOK. Bunu iş olsun diye söylemeyi bırakıp, gerçekten fark ettiğiniz gün bir aydınlanma geliyor insana. Anlayabileceğiniz dilden söyleyeyim; 10 kilo vermiş gibi hissediyorsunuz.

Bu hadsizlik, beni evimden, sevdiklerimden kopardı. Ben bu kültüre bir çocuk yetiştirip, o çocuğun hayatı boyunca onlarca kişinin beklentisine ve düşüncesine uygun yaşamaya çalışmasını istemedim. Uzaklaştım, oturdum düşündüm. Kendimi neyin hadsizlik olduğu konusunda bir çocuk yetiştirir gibi yetiştirdim. Bu tür insanlarla nasıl bir uslup ile başa çıkacağımı öğrendim.
Bunu sizlerle paylaşmaya çalışmamın sebebi şu; sadece bir kişiye bile, normal sandığımız bir çok konunun ve yorumun aslında hadsizlik olduğunu gösterebiliyorsam, ne mutlu bana.